Şadan Gökovalı,
(Manevi oğlu) Halikarnas Balıkçısı’nın kendisine yaptığı vasiyeti şöyle
anlatıyor:
"Yazacağım
bunlar ama belki yazamadan giderim. Sana şimdiden söylemiş olayım. Bodrum’a
gömülmek istiyorum. Bittabi orayı çok sevdim. Hayli hizmetimde geçti.
Belediye’yede yazmak istiyorum ama sana söyleyeyim daha iyi. Mindos kapısı
tarafında bir yere gömsünler beni, yanımda Hatice’ye de (son eşi) bir yer
ayırsınlar. Sakın mermer, beton filan istemem ha... Bir taş bulun, uzunca bir
taş, yazısız. Onu diken mezarımın başına. Falanca oğlu filancaymış şu tarihte
doğup şu tarihte ölmüşüm. Katiyen yazı istemiyorum, basit bir taş. Eh bizim
tekne su almaya başladı. Şatafatı da sevmem, tepelere, deniz gören yerlere
gömülmem şart değil. Nasıl olsa yattığım yerden denizi seyredemem, denizi
ruhumda yaşatıyor gönül gözüyle her zaman görüyorum. Suat (oğlu) sık sık ziyaret
edebilmeleri için İzmir’e gömmek istediklerini söylüyor. İstemem yahu. Bodrum’u
severim bilirsin. Beni ziyaret için çocuklar arasıra da olsa gezmiş, hava almış
olurlar. Zaten ben saygı duruşu isteyecek değilim ya. Balıkçı’ya bir Merhaba
yaraşır.”
Halikarnas
Balıkçısı’nın mezarının yerini nasıl tespit ettiğini kızı İsmet Noonan
kendisiyle yapılan görüşmede şöyle anlatır;
"1972 yılında
babamla beraber Bodrum’a geldik. Artemis pansiyonda kaldık. Babam hasta olduğu
için yanından hiç ayrılmıyordum. Babamın Hasip diye bir arkadaşı vardı. Bana
onun yanına gideceğini söyledi. Turizm müdürü Çam’ı, arkadaşı Hasip’i ve
Belediye Başkanını alarak gömülmek istediği yeri göstermiş. Biz babamın naaşını
getirdiğimizde mezar hazırlanmıştı.”
|